Eskitmek istemediğim eski yazı
ŞAİR ASAF HALET ÇELEBİ HATIRASI
Yaşlı,
çok yaşlı adam gençliğinin batan güneşinin ışığıyla parlayan Üsküdar
pencerelerine baktı. Başka tepeden, başka evden, başka gözden.
Kafessiz,
cumbasız, lalasız, bahçıvansız evin yüksekliği korkuttu. Bahçede İncir, elma,
armut, erik, hünnap, kızılcık, dut filan yoktu. Duvarlar arasında, sadece aynı
güneşe erişme çabasındaki kiraz ile köklerini derinlere salamayan kayısı vardı.
İstim
salan vapurlar yerine motor gürültüleri ebedi martılarla yarışırken, eskileri,
en eskileri anmak da olabilir.
Kayıp kuyuların
kenarındaki taşların akrepleri, kuytu defne ve akasya ağaçları altlarının
rutubetli toprak-yaprak kokuları beynin düşünce hislerinin girift olduğu
bölgelerinden dışarı çıkarken beraberlerinde insanlar, suratlar taşımadılar. Cansız
insanları düşünmek hiç de istemeyen bendeki Amcamın hayali kendini sokmuş akrep
cesetleri ve cansız nesnelerden oluştu.
Camların
parlaklığı gitti.
Ahmet
Cafer Çelebiler
Haziran,
2008
Ve bir de yeni, hep yeni yazı :
Masal
duymayıp, okumayanları masal dünyalarına taşıyan;
Bilinemeyenin
bilinemediğinden gelen tadını damağa veren;
Anlaşılmayan
yaşam sorularının yaşamın parçası olduğunu hissettiren;
Bütün insan
ve “nedircikleri” seven;
Çaba göstermeden,
acı-tatlı ayırımını yok ederek gülümseyip gülümseten;
Eskiyi yeni,
yeniyi eski yapıp zamanı durdurup içinden geçen
Şair insan
şair.
Temmuz, 2015
No comments:
Post a Comment